Uzakdoğu sinemasının bu yıla damga vuran eseri “Drive My Car” bu hafta ülkemizde de vizyona girdi. Cannes Film Festivali’nden üç ödülle dönen, Altın Küre ödüllü ve örülü kurgusuyla iz bırakan yapım şimdiden “başyapıtlar” kategorisinde kendine yer bulmuş durumda.
Eşini kaybettikten sonra aldığı oyun teklifini kabul eden tiyatro yönetmenin gittiği şehirde, projeyi farklı oyuncularla çalışırken hem kendi hayatını sorgulaması hem de dışavurumlarını içten bir dille izleme imkanı elde ediyoruz. Diyaloglar çok yalın, sahneler oldukça sade.
Yönetmen Hamaguchi, hikayeyi örerken, film uzunluğuna rağmen tek bir sahneyi fazla kullanmamış. Oyunculukları, tiyatro coşkusunu ve uzak doğu kültürünü de tüm yönleriyle seyircisinin beğenisine sunmuş.
Öte yandan, festival filmi olduğundan bu tip filmlere ilgi duyan sinemaseverlere daha çok hitap edebilecek bir eser diyebiliriz. Özellikle final sahnesindeki diyalog akıllara kazınacak cinsten. Anton Çehov’un ünlü “Vanya Dayı” adlı eserinin de finali olan sahne, kusursuz bir yorumlama ile oynanmış.
Ödül sezonunun finali öncesi Altın Küre’yi almış, Oscar’ı da alması çok muhtemel olan bu filmi kaçırmayın.